7 Haziran 2015 seçimleri sonrası Meclis’teki yemin töreninde İstiklal Marşı okunurken HDP milletvekilleri marşa iştirak etmemişti. Bununla ilgili bir soruya o zamanki HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş herkesin İstiklâl Marşı’nı ortak değerleri olarak hissetmeyebileceğini, ırkçı bir dayatma yapılmaması gerektiğini söyleyerek şöyle bir cevap vermişti:
“Hayır özel bir tavır, tartışılmış bir şey yok ama “kahraman ırkıma bir gül”… Biz de mırıldandık ama yani “İstiklal Marşı’nı zorla okuyacaksın” diye bir şey mi var bilemiyorum yani. Saygı gösterildi, arkadaşlarımız ayağa kalktılar. İstiklal Marşı’nı ayakta dinlediler. Evet, İstiklal Marşı’nın maneviyatını bilmiyor değiliz, kaynağını bilmiyor değiliz. Kurtuluş Savaşı’ndan çıkmış bir halkın o zor günlerde duygusunu, maneviyatını ifade eden bir marştır. Ve hepimiz ortak değerimiz olsun istiyoruz marş… Fakat bugün İstiklal Marşı… Herkes öyle hissetmeyebilir. Herkes öyle düşünmüyor olabilir ama bir ırkçı dayatma olarak da yapılmamalı. ‘Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal’ diyen bir marştır. Hangi ırktan söz ediyor o? Yıl 2015. Şüphesiz Akif bunları yazdığında belki başka duygu ve düşüncelerle yazmıştı ama etnik kimliklerin, ırkın, mezhebin, dinin, inancın bu kadar çoğulcu bir toplumda bir arada yaşamasını savunduğumuz bir dönemde, ben sorgulayalım tartışalım demiyorum ama okumayana da “sen nasıl okumazsın” diye linç kampanyası da yapılmasın.” (https://www.milliyet.com.tr/siyaset/demirtastan-istiklal-marsi-yorumu-kahraman-irk-kim-2079409 )
Hrant Dink de, İstiklal Marşımızı “reddetmediğini, benimsediğini” söylüyormuş ama “Kahraman ırkıma bir gül”e geldiği zaman susuyormuş. Çünkü ona göre İstiklal Marşı, “ırk” kelimesi ile ırkçılık, hatta “bölücülük” yapıyormuş. Ona göre bu dize “Çalışkan yurttaşlarıma bir gül”şeklinde değiştirilmeliymiş.
İyi de…
Hilâl uğruna kan veren, can veren kahraman hiç bir ırk bu sözlerden gücenmez. Bilakis bu sözlerde kendini bulur. Başka hiç bir ırkı aşağılamış da olmaz.
Hakk’a tapan milletimiz kendini oluşturan her ırkıyla kahramandır. Bunu tarih boyunca gösterdiği gibi Çanakkale’de de, Kurtuluş Savaşı’nda da, 15 Temmuz’da da, terörle yurt içi ve dışında mücadelede de göstermiştir.
İstiklâl Marşı okunurken “Kahraman ırkıma bir gül” dendiğinde susuyorlarsa bu Hilâl uğruna mücadele veren kahraman bir ırka sahip olmadıklarından veya Hilâl uğruna şehadeti göze alanlardan rahatsızlık duyduklarından olabilir mi?
Hilalimiz ve onu korumak adına kanını, canını feda eden kahraman ırkımız izmihlâle mi uğramalı?
Eğer böyle değilse neden gocunuyorlar?
Bugün dahi yurt içinde ve dışında terörle kahramanca mücadele eden askerlerimizin kahramanca mücadele etmesini ifade etmek, onun kahramanlığına vurgu yapmak ırkçılık mıdır?
Hakk’a tapan milletimizi oluşturan her ırk Hilâl uğruna kahramanca mücadelesini sürdürmekte ve bu sözleri göğsünü gere gere büyük bir kıvançla söylemeye devam etmektedir.
Bundan rahatsız olanlar olsa olsa ya sözü doğru anlayamayanlar ya da iç ve dış düşmanlardır.
Yoksa, çoğulculuk adına İstiklâl Marşı’nda dile getirilen ve uğruna şehitler verdiğimiz değerlerden vaz mı geçtik? Yurdumuza alçakları mı uğratacağız?
Diğer yandan, Hilâl İslamiyetin, İslam aleminin, Hz. Peygamberin sembolüdür. Hilâl, parlayarak ona ışık veren “İman Yıldızı”nı söndürmeye çalışan, İslam’ı veya İslam’ı yaşama gayretini terkeden, onun uğrunda kahramanlık yapmaktan uzaklaşarak İslâm’ın ve İslam diyarlarının geleceğini tehlikeye sokan, hatta ona düşmanlık yapan veya düşmanlarıyla işbirliği yapan ırklara neden gülsün!? Neden celâllenmesin!?
Hilâl uğruna şehitler vermiş kahraman ırklar zamanla maalesef bu emaneti korumakta ihmal göstermiş, hem kendileri hem de İslamiyet “izmihlâl” ile karşı karşıya kalmıştır. Onun için de Nazlı ve Şanlı Hilâl şiddet ve celâlle çehresini bu kahraman ırklara çatmıştır.
Şu bir gerçektir ki; İstiklâl Marşı’nda Türk ifadesi geçmemektedir. İstiklâl Marşı’nı kabul eden Büyük Millet Meclisi’nin yürürlüğe koyduğu 1921 Anayasası’nda da “Türk” veya “Türklük” kelimeleri geçmemektedir. Buna mukabil, İstiklâl Marşı’ndaki “Irk” kavramının Türk ırkını kastetmediğini söylemek de mümkün değildir. Öncelikle Türk ırkını kastettiği bir gerçektir. Bunun yanında İslamiyet ve İslâm alemi uğruna kahramanlıklar yapmış kendini Hakk’a tapan milletin bir üyesi olarak gören her ırkı da içine aldığını kabul etmek gerekir
Hilâl uğruna kahramanlık gösteren Türk, Kürt, Arap, Çerkez vesair her ırk onunla nazlaşmasında, halleşmesinde veya ona güven telkininde “Kahraman ırkıma bir gül…” diye hitap edebilir. İstiklâl Marşı okunurken kendi ırkı üzerinden düşünebilir. Bu ifadeler, “kahraman ırk” kavramını sadece bir ırka mahsus kılmaz, diğer ırklara üstün kılmaz, onu diğer bir ırkın içine dahil etmez. Nitekim, İstiklâl Marşı’nın şairi Mehmet Akif de Arnavut’tur ve İslam ortak paydasında buluşan her ırkı “Hakk’a tapan millet” kavramı altında değerlendirmektedir.
Gerçekten de, Arap, Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Urdu, Malay, Arnavut, Boşnak vs. Müslümanlığı kabul etmiş tüm ırklar “Hakk’a tapan millet” in birer üyesidir ve Hilal uğruna kahramanlıklar gösterip onun uğruna kanlarını feda etmiştir.
Milli Mücadele’nin ana omurgasını Türkler oluştursa da Anadolu’daki tüm İslam ahalisi bu mücadelenin içinde yer almış ve kahramanlıklar göstermiştir.
Afrika’dan Asya’ya, Ortadoğu’dan Balkanlar ’a, Kafkaslardan Endonezya’ya bir çok ırk hilal uğruna kahramanca mücadele ederek egemenliğini kazanmış veya korumuştur ve bayraklarında hilal vardır.
Bunun yanında, Hilâl ve Yıldız uğruna Kurtuluş Savaşı vermek üzere hazırlanan ırkların kahramanlıklarına vurgu yaparak cesaretlendirilmeleri ırkçılık değildir. Kahramanlık inancın kazandırdığı bir özelliktir. Nitekim, Hakk’a tapan Müslüman milletimiz kendini oluşturan tüm ırklarıyla birlikte imanından aldığı güçle Kurtuluş Savaşı’nı vermiş ve bu özelliğinin devam ettiğini 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ni başarısızlığa uğratırken bir kez daha göstermiştir.
Dolayısıyla, İstiklâl Marşı ırkçı bir marş değildir. İçinde ırkçı temalar olmayan nadir milli marşlardandır. Evrenseldir. Hakk’a tapan millet kavramı kapsamındaki -hangi ırktan olursa olsun farketmez- tüm ırkların ve kişilerin marşıdır. Nasıl ki Türk Bayrağı / Türkiye Bayrağı ırkları aşan bir şekilde tüm müslümanların ve gölgesinden istifade etmek isteyen tüm insanların bayrağıysa İstiklâl Marşı da tüm müslümanların ve ona saygı duyan tüm insanların marşıdır.
Hakk’a tapan milletimiz küresel ölçekte kendini oluşturan tüm ırklarıyla birlikte şafaklarda yüzen alsancağının sönmemesi, yıldızının daim parlaması, hilâlle helalleşmesi, istiklâlinin ve sınırlarının korunması, yurduna alçakların uğramaması, mabedlerinin göğsüne namahrem eli değmemesi, şehadetleri dinin temeli olan ezanların yurdunun üstünde ebediyen inlemesi için kahramanlarını yetiştirmeye devam etmektedir ve edecektir. Hilalle helalleşip emanete sahip çıkan Hakk’a tapan millet üyesi kahraman ırklar ırklarıyla değil ama Hilâl ve Yıldız uğruna gösterdikleri kahramanlıklarıyla Allah katında yükselecektir.
Son olarak, İstiklâl Marşı Anayasa’nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen hükümleri arasında olup Türk Milleti’nin etrafında toplandığı ortak değerlerdendir. Hukuken Türk vatandaşlığını kazanan hukukî Türklerin de bu marşta belirtilen değerlere uyması, en azından saygı duyması gerekir. Elbette, bu ülkede farklı ırklar, dinler, kültürler var ve onlara İstiklâl Marşı bir din olarak dayatılmamalıdır. Ama onlar da Hakk’a tapan milletimize vekillik veya Başkanlık yapacaklarsa hem Millî Marşımıza ve orada belirtilen değerlere saygı duymalı, bu ülkenin birlik ve beraberliğinin korunması için çalışmalı, hem de bu konuda varsa çekincelerini önceden açıkça paylaşmalıdır. Milletimiz de ona göre seçimini yapmalı ve tedbirini almalıdır.