MEVLİD-İ NEBİ GÜNLERİ BAYRAM OLSUN!

Cumhurbaşkanlığı Makamı’na, TBMM Başkanlığı’na, Diyanet İşleri Başkanlığı’na, Tüm Siyasi Partilere, “Hakk’a Tapan Millet”imize ve Vekillerine Çağrı!

Tüm siyasi partilerimiz ve milletvekillerimizden Türkiye’nin ikinci yüzyılının başladığı bu yasama döneminin başında Mevlid-i Nebi Haftası içinde “12 Rebîulevvel Gecesiyle Gününün (Mevlid-i Nebî Gününün) Bayram Sayılmasına Dair Kanun Teklifi” vermelerini, tam yüzyıl önce olduğu gibi 24 Ekim 2023 tarihine kadar bu teklifi kabul etmelerini Hakk’a Tapan Müslüman Türk Milleti’nin bir mensubu olarak talep ediyorum.

Türkiye Devleti demokratik ve lâik Cumhuriyet olup demokratik toplum düzeni içinde milletin tamama yakını Müslümandır.  Bu nedenle, İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek üzere; Cumhurbaşkanlığına bağlı Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuş, diğer din mensupları için de kendi mevzuatları oluşturulmuştur.

Anayasamızın değiştirilmesi teklif edilemeyen hükümleri arasında yer alan İstiklal Marşı’mızda “Hakk’a tapan millet” olarak tanımlanan Türk Milleti birlik ve beraberliğe muhtaç olduğu her zor günde milli ve manevi değerlerine sarılmış, devlet ve millet olarak bu değerlerin manevi gücünden yararlanarak emperyalizme karşı başarılı bir mücadele vermiş, dünya milletleri arasındaki saygın yerini koruyup geliştirebilmiştir. Nitekim, İstiklal Marşı da uğruna savaşılan değerleri hatırlatmak ve bu değerlerin manevi gücünden yararlanmak üzere yazılıp kabul edilmiştir.

İstiklâl Marşı’nın Anayasa’da yer alan gerekçesinde “İstiklâl Harbimizden beri Türk milletinin millî marşı olan İstiklâl Marşı’nın Türk Devletinin ve Milletinin etrafında toplandığı kutsal simgeler ve manevî değerlerden olduğu” belirtilmiştir. İstiklal Marşı’ndaki “Bu ezanlar -ki, şehâdetleri dînin temeli-, Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli!” ifadeleri de Allah’ın Peygamberi Hz. Muhammed aracılığıyla gönderdiği İslam dininin ve onun yaşandığı vatanın korunması gereken en önemli değer olduğunu ve emperyalist saldırılara karşı Allah’ın ve Peygamberi Hz. Muhammed’in en önemli ortak motivasyon kaynağı olduğunu  göstermiştir.  İstiklal Marşı bugün de terörizme ve dış saldırılara karşı birlik ve beraberliğimiz için temel payda olmaya devam etmektedir.

Bu bağlamda, Millî Mücadele sürecinde Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, miladi olarak Hz. Muhammed’in doğduğu haftanın ilk Cuma gününe denk geldiği gibi Saltanatın kaldırılıp millet hakimiyetinin tesisi de Hz. Peygamberin hicri doğum günü olan 12 Rebiülevvel gününe tevafuk etmiştir. Meclis tutanaklarından görüldüğü üzere Saltanatın kaldırılacağı günkü müzakerelerde Mustafa Kemal Paşa Hazretleri Saltanatın kaldırılması gerekliliğine dair derinlikli ve kapsamlı bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmasında “Resulü Ekrem”, “Fahr-i Alem Efendimiz” diye andığı Peygamber Efendimiz için “Yüzü nurâni, sözü ruhani, reşid ve niyette bibedel, sözünde sadık ve halim ve mürüvetçe saire faik olan Muhammed Mustafa, evvelâ bu evsafı mahsusa ve mütemayizesiyle kabilesi içinde “Muhammedülemin” oldu. Muhammed Mustafa Peygamber olmadan evvel kavminin muhabbetine, hürmetine, itimadına mazhar oldu” ifadelerini kullanmıştır. “Son Peygamberimiz olan Muhammed Mustafa Sallallâhü aleyhi ve sellem 1394 sene evvel Rumi Nisan içinde Rebiyülevvel ayının 12 nci Pazartesi gecesi sahaba doğru tan yeri ağarırken doğdu, gün doğmadan… Bugün o gündür. İnşallah bu hayırlı tesadüftür. Filhakika Arabi tarihiyle bu akşam yevmi velâdetin senei devriyesine tesadüf ediyor.” diyerek O’nun manevi şahsiyetinden ve yüksek hatırından istifade etmiştir. Buna bağlı olarak, mebusların tamamına yakınının oyuyla 1 Kasım 1922 tarih ve 309 sayılı Kararla “Velâdeti Peygamberiye ve Hâkimiyeti milliye ilânına müsadif 1/2 teşrinisani gecesinin ve mütaakıp günün bayram addine” karar verilmiştir.

Bundan bir yıl sonra 22 Ekim 1923 Pazartesi tarihli Birleşimde Meclis İkinci Başkanı Ali Fuad Paşa “Malûmuâliniz bugün Mevlûdu Nebevidir. Her sene alelûsul Meclisi tatil ederiz. Zaten devair (daireler) tatildir, müsaade buyurursanız yarın Meclisi tatil edeceğiz. Şu halde Çarşamba günü öğleden sonra saat birbuçukta içtima edilmek üzere Celseyi kapıyorum” diyerek Meclis Birleşimini kapatmıştır. O gece ve ertesi gün Mevlid-i Nebi vesilesiyle genel tatil yapılmıştır. Bir sonraki gün (13 Rebiulevvel)  24.10.1923 Çarşamba tarih ve 362 Nolu Kanun ile de “12 Rebiyülevvel Gecesiyle Gününün Millî Bayram Addine Dair Kanun” kabul edilmiştir. Esasen bu düzenleme yeni bir gelenek değildir. Tüm İslam toplumlarına ait yaygın dini bir gelenektir.  Osmanlı döneminde Mevlidi Nebi günü devletin en üst düzeyde resmi törenlerle kutladığı bir gün olup 8 Mart 1910’dan itibaren devlet daireleri resmen tatil edilmeye ve şehrayin düzenlenmeye başlanmıştır.

26 Aralık 1925’te çıkarılan 698 sayılı Kanun’la Türkiye Cumhuriyeti’nde resmî devlet takvimi olarak miladi takvim kabul edilmiş, aynı Kanunun 3. Maddesiyle “Hicrii kameri takvim ötedenberi olduğu üzere ahvali mahsusada kullanılır” hükmü getirilmiştir. Buna istinaden Mevlid-i Nebi gecesi dahil mübarek geceler ve dini bayramların hicrii kameri takvim üzere kutlanmasına devam edilmiştir.  

27 Mayıs 1935 tarihli 2739 sayılı kanun yürürlüğe girinceye kadar 13 yıl boyunca Mevlid-i Nebi gecesinin yanında gündüzü de genel tatil ve bayram olarak kutlanmıştır.  2739 sayılı Kanunla Hakimiyet Bayramı kaldırılırken Hakimiyet Bayramının aynı zamanda Hz. Peygamberin doğumu bayramı da olduğu, her iki günü kutlamak üzere bayram ilan edildiği fark edilmemiştir.

Daha sonraki süreçte, 1989 yılından itibaren Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından siyasi parti liderlerinin de katılımıyla önce miladi takvime göre Kutlu Doğum Haftaları kutlanmaya başlanmıştır. 2017 yılından itibaren de Yönetmelik’te değişiklik yapılarak hicri takvime göre Mevlid-i Nebi’nin kutlandığı hafta Mevlid-i Nebi Haftası olarak kutlanmaya devam etmiştir. Ancak, gündüzleri yeterli imkan ve zaman sağlanamadığından gerektiği şekilde ve yaygınlıkta yad edilememekte, cami etkinliklerinin dışına çıkılamamaktadır. Bu noktada önemli bir ihtiyaç ortaya çıkmakta ve bu ihtiyaç halk nezdinde dile getirilmektedir.

Buna karşılık, Mevlid-i Nebi günü Asya’dan Afrika’ya KKTC, Endonezya, Malezya, Pakistan, Afganistan, Ürdün, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Brunei, Nijerya, Tunus gibi birçok İslam ülkesinde milli gün statüsünde ‘resmi tatil günü’ olarak kutlanmaktadır.

Diğer yandan, Hz. İsa’nın doğum günü olan 25 Aralık’tan yılbaşına kadar bir haftaya varan süre Hristiyanlık aleminin çoğunda, hatta Hindistan, Malezya, Endonezya, Filistin, Irak gibi birçok ülkede ötedenberi resmi tatil ve bayram olarak kabul edilmektedir. Kimi ülkelerde hem 25 Aralık hem de 6 Ocak Noel olarak kutlanmaktadır.

Anayasa Mahkemesi içtihatlarında da belirtildiği üzere; “Laik devlet, dinler karşısında tarafsız olmakla birlikte, toplumun dini ihtiyaçlarının karşılanması konusunda kayıtsız değildir. Laiklik ilkesi, doğup geliştiği Batı’da, dinin toplumsal ve kamusal alandan tamamen dışlanması sonucunu doğurmamış, dini ihtiyaçların karşılanmasına yönelik devlet politikalarını beraberinde getirmiştir”. “Kişilere din ve vicdan özgürlüğü alanında seçenekler sunan, toplumu oluşturan bireylerin bu alandaki yaygın ve müşterek ihtiyaçlarının karşılanmasını kolaylaştıran tedbir ve uygulamalar laiklik ilkesine aykırı görülemez”. Bilakis laikliğin bir gereğidir.

Ayrıca, Mevlid-i Nebi Bayramı dini bir gün ve bayram kapsamında olup 698 sayılı Kanunda ifade edilen “ahvali mahsusa” kapsamında kaldığından sözkonusu kanuna aykırılığı da söz konusu değildir.

Mevlid-i Nebi gününün Bayram olarak ilan edilmesi, Türk Devletinin ve Milletinin etrafında toplandığı kutsal simgeler ve manevî değerlerle bütünleşmesi, İstiklâl Marşı’nda ifade edilen kurucu iradesine sahip çıkması ve Mevlid-i Nebi Haftası’nın daha verimli kutlanması açısından büyük faydalar sağlayacaktır.

Bu bağlamda, tüm siyasi partilerimiz ve milletvekillerimizden Türkiye’nin ikinci yüzyılının başladığı bu yasama döneminin başında Mevlid-i Nebi Haftası içinde “12 Rebîulevvel Gecesiyle Gününün (Mevlid-i Nebî Gününün) Bayram Sayılmasına Dair Kanun Teklifi” vermelerini, tam yüzyıl önce olduğu gibi 24 Ekim 2023 tarihine kadar bu teklifi kabul etmelerini Hakk’a Tapan Müslüman Türk Milleti’nin bir mensubu olarak talep ediyorum.

Bu vesile ile, başta Cumhurbaşkanımız ve TBMM Başkanımız olmak üzere tüm vatandaşlarımızın, Hakk’a tapan milletimizin ve vekillerinin hem Mevlid-i Nebi gün ve haftasını hem de yeni yasama dönemini tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir