İnançlı, samimi Müslüman Alevîlik mi, Allah’sız ve Ali’siz Alevîlik mi?
Sünni Müslümanlık mı, Sun’î Müslümanlık mı?
Hakk’a tapan millet mi, Hakk’tan sapan millet mi?
“Beline sahip olan bir toplum” mu, “belini serbest bırakmış bir toplum” mu?
Aile ve namus anlayışını önemsizleştiren, sapkın cinsel ilişkileri normalleştiren İstanbul Sözleşmesi’ni imzalarsan, imzalatırsan, imzalayacakları desteklersen Alevî olsan ne çıkar, Sünnî olsan ne çıkar!?
Barış Manço’nun Hacı Bektaş Hünkâr’dan esinlenen deyimiyle, geldiğin uzak yolda ‘Dört kapı’dan geçemeyip geldiğin gibi gidersin!
Gidersin de….
“Hakk, Muhammed, Ali inancıyla yetişmiş samimi bir müslümanım (!?)” diyorsan ‘beline sahip olmayan bir toplumun oluşmasına verdiğin desteğinle’ yarın Hak dîvanına çıkınca…
Hak Teâlâ “Ey mücrimler (suçlular), bugün siz (Cennet ehlinden) ayrılın! Ey Ademoğlu! Ben size ‘şeytana kulluk etmeyin (uymayın), o sizin için apaçık bir düşmandır, Bana kulluk edin, doğru yol budur’ (diye bildirerek) söz almadım mı?” dediğinde…
Sen ne cevap verirsin?
İnançlı samimi müslüman, Hakka tapan bir millet olmak gerek.