YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLERİMİZ (5)

Anayasa Allah’ın İsmi ile Başlamalıdır!

Gazi Mustafa Kemal Paşa İstiklâl Marşı Mecliste kabul edildiğinde marşı en ön sırada ve ayakta alkışlayarak dinlemiştir. Daha sonra İstiklâl Marşı hakkında şunları söylemiştir:

“Bu marş bizim inkılâbımızı anlatır. İnkılâbımızın ruhunu anlatır. Bunu ne unutmak ne de unutturmak lazımdır. İstiklâl Marşı’nda İstiklâl davamızı anlatması bakımından büyük bir manası olan mısralar vardır. Benim en beğendiğim yeri de burasıdır:

“Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır; Hakk’a tapan milletimin istiklal.”

Benim bu milletten asla unutmamasını istediğim mısralar işte bunlardır. Hürriyet ve istiklal aşkı bu milletin ruhudur. İstiklâl Marşı’nın bu pasajı asırlar boyunca söylenmeli ve bütün yâr ve ağyâr anlamalıdır ki Türk’ün her şeyi hatta en mahrem hisleri bile tehlikeye girebilir, fakat hürriyeti asla.. Bu pasajı her vakit tekrar ettirmek bunun için lazımdır.”

Bu bağlamda, Anayasa’nın Başlangıç kısmında “Türklüğün tarihi ve manevî değerleri” kapsamında İstiklâl Marşına mutlaka atıfta bulunulmalıdır.

Yine bu kapsamda belirtmek gerekir ki, Dünyanın en eski anayasalarından biri olan Medine Sözleşmesinden günümüzdeki yaklaşık 120 ülkenin anayasasına kadar bir çok anayasada,  Dünyanın ilk insan hakları evrensel beyannamesi denilebilecek Veda hutbesinden başlayarak İngiltere’deki Magna Carta’dan, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi ile Amerikan Bağımsızlık Bildirisi’ne,  Tanzimat Fermanı’ndan Islahat Fermanı’na, İslam İşbirliği Teşkilatı İnsan Hakları Deklerasyonu’na kadar tüm insan hakları belgelerinde, Dünya Türklerinin ortak değeri olan Orhun Abidelerinde Allah’a / Tanrı’ya referans verilmiştir. Bunun tek istisnası 1948 tarihli BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’dir ki, sebebi Çin’in taslak metindeki Tanrı’ya referansın çıkarılmasında ısrar etmesi ve bunu kabul ettirmesidir. Böylece Tanrı’yı görünmez alanda bırakmış, Allah’ın hakkını gözetmeyen seküler bir insan haklarının oluşmasında ön almıştır. Halbuki insanlığın ezici çoğunluğu mahiyeti farklı da olsa tanrı inancına sahiptir.

Küresel metinlerde yer almayan düzenlemelerin bölgesel metinlerde düzenlenmesinin ve dinsel, kültürel farklılıkların korunmasının önünde bir engel yoktur. Aksi takdirde milletlerin kendi kaderini belirlemesi hakkı elinden alınmış, dış egemenliklerinin yanında iç egemenlikleri de sınırlandırılmış, zincire vurulmuş demektir.

Zincire vurulmayı asla kabul etmeyen Hakk’a tapan milletimizin iman dolu göğsü gibi, Anayasasının iman dolu kalbi mesabesindeki İstiklâl Marşı’nda “Hakk” “Hakk” diye atan “ism-i Celâl ve Cemâl”, Anayasa’nın alnı mesabesindeki Başlangıç kısmında da yer almalıdır.

Hakk’a tapan milletimizin göğsündeki sönmeyen imanın vicdanlara hapsolunamadığı, kalbindeki iman nurunun yüzüne vurduğu gibi, Anayasa’mızın kalbindeki Hakk’ın nuru da Başlangıç kısmında bir yıldız gibi parlamalıdır.

Yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu bu güzel ülkemizin ve Devletimizin Anayasası Allah ismi ile başlamalıdır ki, O’nun lütuf ve rahmetini celbedip ülkemizden başlayarak tüm dünyaya bereket kaynağı olmalıdır.

***

Devamı için —> https://www.hakkatapanmillet.com/yeni-anayasa-icin-onerilerimiz-6/

One Reply to “YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLERİMİZ (5)”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir