YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLERİMİZ (6)

Ailenin ve Cinsiyetlerin Korunması Hakkı Anayasa’da Daha Güçlü Bir Şekilde Düzenlenmelidir!

İstiklal Marşı’nda egemenliğimizin simgesi olan bayrağımızın teminatı olarak gösterilen “ocak” aile kurumudur.

BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nde de belirtildiği üzere “Aile toplumun en temel ve doğal birimi olup devlet ve toplum tarafından korunma hakkına sahiptir.” 

Ne var ki, günümüz toplumlarında emperyalist odaklar ve terör örgütleri hedeflerine ulaşmak için aile kurumunun zayıflaması yönünde büyük çalışmalar yürütmekte, aile kurumu korunamamakta, büyük saldırılara maruz kalmaktadır.

Aile kurumunu ve başta çocuklar olmak üzere kadın ve erkek bireylerin haklarını tehdit eden, toplumda şiddetin yaygınlaşmasını artıran hususların başında evlilik dışı birliktelikler, evli bireylerin eşlerini üçüncü kişilerle aldatmaları, üçüncü kişilerin evli bireyler ile cinsel birliktelikleri, farklı cinsel yönelim tercihleri gibi hususlar gelmektedir.  Bu hususlar toplumsal çürümeyi de hızlandırmaktadır.

Evlilik oranlarının düşmesi, boşanma oranlarındaki artış, suç oranlarındaki yükselme, terör örgütlerine katılma aile kurumunun korunamadığının birer göstergesi niteliğindedir.

Ailenin korunamaması çocuk haklarını, yaşlı haklarını, ebeveyn haklarını, kadın veya erkek aile içindeki her bireyin insan haklarını olumsuz yönde etkilemektedir.

Ayrıca, artık aile kurumunun ötesinde insan fıtratı, kadın ve erkek cinsiyet kimlikleri de tahrip edilmeye başlanmıştır. Bu da aile kurumunun yanında insan kimliğinin, insan cinsiyetlerinin, insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Böylesi bir gelişme bireyi, aileyi, sosyal yapıyı, ülke savunmasını zayıflatacak bir durumdur.

Bu nedenlerle Anayasa’ya aile kurumunu güçlendirecek, anneyi ve anneliği, yaşlıları, cinsiyetlerin sağlıklı gelişimini koruyacak düzenlemeler ilave edilmesi gerekmektedir.

Bu bağlamda Anayasa’nın 41 inci maddesinin “Ailenin korunması ve çocuk hakları” şeklindeki başlığı “Ailenin korunması, çocuk ve yaşlı hakları” şeklinde değiştirilmelidir. Madde metni içerisine evliliğin kadın ve erkeğin evliliğinden oluştuğu,  ailenin toplum ve devlet tarafından korunma hakkına sahip olduğu, Devletin serbest ve tam rıza ile yapılan evliliği kolaylaştırmak görevinin olduğu dahil edilmelidir.

Aynı şekilde “Anneliğin sosyal bir görev olarak anlaşılmasını ve çocukların yetiştirilmesi ve gelişiminde kadın ve erkeğin ortak sorumluluğunun tanınmasını öngören ve her halükarda çocukların menfaatlerini her şeyden önce gözeten anlayışa dayanan bir aile eğitimini sağlamak görevinin olduğu” eklenmelidir.

Çocukların yanında “yaşlıları koruyucu tedbirleri almakla yükümlü olduğu” işlenmelidir.

Ayrıca, “Kanun önünde eşitlik” başlıklı 10. maddeye “Anneliğin himayesi maksadıyla alınacak özel önlemler, ayırımcı olarak nitelendirilmez.” hükmü eklenmelidir.

Yaratılışa uygun biyolojik temelli kadın ve erkek cinsiyet kimliklerinin korunması, sapkın ilişkilerin teşvik edilerek yaygınlaşmasının önlenmesi, bireylerin sağlıklı gelişimi gerekçesiyle “Kanun önünde eşitlik” başlıklı maddeye “Biyolojik temelli kadın ve erkek cinsiyetleri dışındaki kişisel kimlik tanımlamaları ve cinsel yönelim tercihleri korunmaz. Cinsiyet biyolojik yapıyla uyumlu kadın ve erkek cinsiyetlerinden ibarettir.” cümleleri eklenmelidir.

Ayrıca, “Kişinin dokunulmazlığı, maddî ve manevî varlığı” başlıklı maddeye “Tıbbi zorunluluklar olmaksızın biyolojik cinsiyeti değiştirmeye yönelik özendirici çalışmalar, yayınlar ve tıbbi uygulamalar yapılamaz.” cümlesi eklenmelidir.

2 Replies to “YENİ ANAYASA İÇİN ÖNERİLERİMİZ (6)”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir