Hakka Tapan Millet
-
30 Ağustos: İmanla Kazanılan İslam Zaferi
Bu zafer, Hakk’a tapan milletimizin, Allah’a güvenip dayanarak kazandığı bir iman zaferidir. Bugün bize düşen görev, bu büyük zaferi sadece bir anma günü olarak değil, “medeniyet” maskeli emperyalist saldırı karşısında kurtuluş ve kuruluş değerlerimize sahip çıkmanın, imanımızı ve vatan sevgimizi diri tutmanın günü olarak yaşamaktır. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutluyor; bu toprakları bir İslam yurdu olarak bizlere emanet eden şehitlerimizi, gazilerimizi ve bu uğurda mücadele eden tüm kahramanlarımızı rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.
-
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu 3. Dönemine Girerken… Düşünceler ve Temenniler
İnsan haklarını dikey olduğu kadar yatay boyutuyla da geliştiren “Hakk’a Tapan Millet” anlayışı, Türkiye’nin dünyaya sunabileceği güçlü ve özgün bir katkıdır. Zira medeniyetimizdeki kul hakkı kavramı, mevcut insan hakları anlayışından çok daha kapsamlı, derin ve etkin olup insanlığın özlem duyduğu bir değer sistemidir. Devletin polis ve yargı gücüne gerek kalmaksızın, bireylerin birbirlerinin hakkına riayet ettiği, manevi sorumluluk bilinci yüksek, sürdürülebilir bir hakşinas toplumun inşası da bu anlayışa bağlıdır.
-
23 Nisan’ları Yeniden Düşünme Zamanı
O gün Ankara’da açılan Meclis, sadece siyasi bir yapı değil; millî bir ruhun, toplu bir dirilişin tezahürüydü. Ancak bugün sorulması gereken derin bir soru var: 23 Nisan’ları gerçekten o günkü ruhla mı kutluyoruz? Yoksa bu kutlamalar, içi boşaltılmış, sadece protokol ve gösterilerden ibaret bir rutine mi dönüştü?
-
23 Nisan’da Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Milletvekilleri ve Tüm Devlet Erkânını Hacı Bayram Veli Camii’nde Görmek İstiyoruz!
Kuruluşta olduğu gibi tüm devlet erkanını 23 Nisan günlerinde öğle namazında Ankara'daki Hacı Bayram Veli Camii'nde görmeyi, bu etkinliklerin tarihî genelgeye uygun olarak ve Ankara ile sınırlı kalmayıp ülkemizin tüm illerinde gerçekleştirilmesini, kuruluştaki o muhteşem anları aynı coşku ve ruhla benzer şekilde her yıl yaşamayı arzuluyor, istiyoruz.
-
İstiklâl Marşı’nı Gazze’den Okumak
İstiklâl Marşı, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm İslam dünyasının marşıdır. Bugün Gazze İstiklâl Marşı’nı söylemekten öte bütün ruhuyla yaşıyor. İstiklâl Marşı, direnen Müslümanların haykırışı olmaya devam edecek. Dünya, Hakk’a tapan milletin sabrıyla ve direnişiyle yeniden şekillenecek.
-
“Hakk’a Tapan Millet’in Askerleriyiz!”
Hilalin uğrunda batan güneşleriz, Vatan aşkıyla can veren şehitleriz, Hakk’a bağlı, sarsılmaz yürekleriz, Hakk’a tapan milletin askerleriyiz!
-
“Siz Hakk’a Tapan Milletin Askerlerisiniz!”
İstiklâl Marşı’nızda bana seslenişinizi seviyorum. Her törende onunla değerlerinize sahip çıkışınız, bana olan bağlılığınızı teyit edişiniz, benimle nazlaşıp helalleşmeniz güven ve mutluluk veriyor. En son 30 Ağustos günü yemin töreninde bana seslendiğinizde ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Ama sonrasında yaşananlardan dolayı çok üzüldüm. Ne olur, yapmayın! Siz Hakk’a tapan milletin askerlerisiniz.
-
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İKİ AŞAMALI YAPILMALIDIR
Önce İstiklâl Marşı Oybirliğiyle Başlangıç Kısmına ve Andiçme Metinlerine Dahil Edilmelidir!
Sonra Diğer Değişiklik Paketi Görüşmeleri Devam Etmelidir!
-
1446 HİCRİ YILIMIZI İMAM BUHARİ YILI OLARAK KUTLUYORUZ!
Ülkemizi işgal eden devletlere karşı Milli Mücadele’nin bir parçası olarak 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi kurulduğunda yapılan merasimlerin tarihi birer anı olarak yeniden canlandırılması için zihnimde proje üretmeye çalışıyor, Buhari hatimlerini de bu projenin bir parçası olarak düşünüyordum. Bu arada AKRA MEDYA 1446 Hicri yeni yılını İmam Buhari’yi sevgiyle anma ve eserlerini ihya etme amacıyla ”İMAM BUHARİ YILI" olarak ilan etti. Bu vesile ile 1446 Hicri yeni yılınızı ve hususan ”İMAM BUHARİ YILI"nın hayırlı olmasını diliyor, bu doğrultuda birlikte çalışmalar yapmaya davet ediyorum.
-
Ayasofya mücadelesini Fatih’in emriyle başlatmıştı!
O Fatih’in askeri Hakk'a tapan bir gençti! Bir gün rüyasında Fatih Sultan Mehmed’i görmüştü. Fatih Sultan Mehmed rüyasında ona “Benim camilerime sahip çık, gayelerine uygun kullanımlarını sağla” mealinde bir emir vermişti. Bunun üzerine Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği’ni kurmuş, Başkanlığını yürüttüğü bu dernek aracılığıyla davalar açmış ve kazanmıştı. Böylece sırasıyla İznik Ayasofya, Trabzon Ayasofya, İlyas Bey, Kariye ve İstanbul Ayasofya camileri Fatih’in vakfiyelerine ve emirlerine uygun bir şekilde tekrar ibadete açılmıştı.